Fez

2. Gün 16 Eylül 2018 Pazar (Devam)

Fez dünyanın en büyük ve en korunmuş Ortaçağ İslam kentlerinden biridir. Özbekistan’da Hiva, İran’da Yezd ne ise Fas’ta da Fez odur. Fez; 1981 yılında Unesco Dünya Miras Alanı olarak kabul edilmiş.

M.S. 808’de Fas Hükümdarı II. İdris tarafından kurulmuş bir şehirdir. Başkentliğinin yanı sıra manevi bir merkez olmuştur.

Yüzyıllar boyunca şairleri, müzisyenleri ve entellektüelleri kendine çekmiştir. Tunus doğumlu tarihçi, düşünür İbn Haldun ile sonraları Mısır’da Selahaddin Eyyubi’nin sarayında hizmet veren Endülüslü Yahudi filozof ve doktor İbn Meymun bunlar arasındadır.

Hanedanlık başkentlerinin en eskisi olan Fez; 3 ayrı bölgeden oluşuyor. 8. yüzyılda II. İdris (Arap) tarafından kurulan Fes el Bali (Eski Fez), bundan 500 yıl sonra Meriniler’in (Berberi) eski şehir duvarlarının dışına kurduğu Mağribi tarzı Fes el Cedid (Yeni Fez) ve 20. yüzyılda Fransızlar’ın kurduğu modern Ville Nouvelle.

Fes el Bali

Fes el Bali (Eski Fez) olarak anılan surlarla çevrili eski kent, Endülüs Emevi döneminin İslam mimarisinin ve el sanatlarının güzel örneklerini içerir. Bunların çoğu Endülüs’ün Hrıstiyanlar tarafından fethedilmesiyle güney İspanya’dan kaçan zanaatkarların eseridir. Fas halkının yaşantısını ve kültürünü anlamak için en doğru adres burasıdır.

Mavi Kapı (Bab Bou Jeloud)

Medina’nın ana giriş kapısı Bab Bou jeloud, 1913’te Fransızlar tarafından yapılmış. Üç simetrik kemerli kapının dış tarafı mavi, Medina tarafı ise yeşil renkte Endülüs tarzı mozaikler ile süslü. Bitişiğinde 12. yüzyıldan kalma ilk kapının kalıntıları var.

Mavi Kapı’dan Eski Fez’e (Fez Medinası) girer girmez  yeşil çinili süslemeleri ile şehrin en zarif minaresi kabul edilen Ebu İnan Medresesi Minaresi görülüyor. 

Fes el Bali; bazılarından ancak bir kişinin geçebildiği 9500 kadar dar sokaktan oluşuyor. İçeriye araba girmediği için taşımacılıkta eşekler ve el arabası kullanılıyor.

Kalabalığın, gürültünün, baharat ve deri kokularının hakim olduğu, her an önünüzde arkanızda bir eşeğe denk gelme ihtimalinizin olduğu tarihi bir film setindesiniz sanki.

Ebu İnan Medresesi (Bou İnaniye)

UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alıyor.

14. Yüzyılda Merini Sultanı tarafından Karaviyyin camisine rakip olarak  yaptırılıyor. Medrese tamamlanmasının ardından dini eğitimin yanı sıra ibadet için de kullanılmış.

Avluya, Endülüs tarzında at nalı kemerler ile ulaşılıyor. Dikdörtgen formdaki mermer avlunun merkezinde ise bir havuza yer verilmiştir. Ayrıca avluda cami kısmına kadar uzanan bir su kanalı vardır.

Avlunun üç tarafından öğrencilerin kaldıkları odalara geçişler yer alır.

Sedir ağacı oymaları, zellij mozaikler ve alçı süslemeleri usta zanaatkarların elinden çıkmış bir medresedir.

Yapıyı diğer medreselerden ayıran en büyük özelliği, ibadet bölümünün minberi ve mihrabıyla tam bir cami olması.

Şehirde Müslüman olmayan ziyaretçilere giriş izni verilen az sayıdaki İslami yapıdan bir tanesi olan medresenin bu bölümüne gayrimüslimlerin girmesi yasaktır.

Dar el-Magana

Ebu İnan Medresesi’nden çıktıktan sonra hemen karşıda üzerinde hidrolik bir saatin olduğu Dar al-Magana bulunuyor. Saat; 13 pencere ve pirinç kase taşıyan platformlardan oluşmakta iken 2004’te kaseler çıkarılmış. Rivayete göre çalışma mekanizması da tam anlamıyla çözülememiş 🙂

Tabakhaneler (Chouara Tanneries)

Fez deri ve tabakhaneleri ile ünlüdür. Halen eski geleneksel yöntemlerle deriler işleniyor ve boyanıyor.

Tesis çevresine de kötü bir koku yayılıyor haliyle. Ama başta formaldehit olmak üzere bilumum laboratuvar kokularına alışık olan burnum çok da yadırgamıyor bu kokuyu 🙂

Şehirdeki en büyük 3 tabakhanenin en büyüğü olan Chouara Tabakhanesi’ne gidiyoruz. Üst kata çıkıp boyalarla dolu bu büyük kazanları seyrediyor ve fotoğraflıyoruz.

Nejjarin Kervansarayı (Marangozlar Hanı) Ahşap Sanatları Müzesi

Nejjarin Meydanı‘nda bulunan bina, 18. yüzyılda tüccarlar ve şehre gelen ziyaretçiler tarafından kullanılmak üzere inşa edilmiş. Günümüzde “Ahşap Sanatları Müzesi. Biz içeri girmedik.

Nejarrin Çeşmesi

Şehirdeki geleneksel mimariyi yansıtan çok sayıdaki çeşmeden biri. Ahşap tenteli çeşmede, çok renkli zellij mozaikler ile süslü ön bölümün etrafında oyma işçilikli alçı yer alıyor.

Karaviyyin Cami ve Üniversitesi Kompleksi

Şehhrin en büyük camisi. Tunus’tan iltica eden Fatima al-Fihri adında zengin bir kadın tarafından 9. yüzyılda yaptırılmış. 10.-12. yüzyılda genişlemiş ve dünyanın ilk üniversitesi olmuş. 1956’dan sonra İlahiyat dışındaki bölümler Rabat’a taşınmış.

Camiye sadece ibadet için girilebiliyor. Yine de gruptaki erkekler girip fotoğraflayabildi. 

Kraliyet Sarayı (Dar el Mahzen)

17. yüzyılda yapılmıştır.

Kenti ziyaret ettiklerinde kraliyet ailesi burada kaldığı için iç mekan halka açık değildir. Devasa pirinç ve altın kapılar ve görkemli zellij çinileriler bu yapının karakteristik özelliği. 

Artık otele (Sofia Hotel) dönüyoruz.

3. Gün 17 Eylül 2018 Pazartesi

Bugün turun Şafşavan gezisi var. Ama mavi şehir olarak Rabat’ta Kasbah Udaya’yı gördüğümüz için küçük grubumuzla bu tura katılmayıp Fez’in tadını çıkarmak istiyoruz bugün.

Mellah (Yahudi Mahallesi)

Kraliyet Sarayı’nın kuzeyinde Fes el Cedid’de bulunan Mellah, dünyanın en eski Yahudi topluluklarından birine ev sahipliği yapıyor. Kökü, Sultan’ın, büyüyen Yahudi cemaatinin konfor ve güvenlikleri için kendi mahallelerinde barınmasına izin verdiği 15. yüzyıla kadar uzanıyor. Önceki dönemlerde zenginlik ve statünün olduğu bölgelerde günümüzde çökmekte olan evler ve pazar bulunuyor. Bölgedeki Yahudiler Ville Nouvella veya İsrail’e yerleşmiş. Burada sayıları çok azalmış.

Mahallenin güzel çocukları

Aben Danan Sinagogu

17. yüzyıldan kalmadır. 1999’da restore edilmiştir. Küçük ve sade bir ibadethanedir. Boyalı ahşap kirişler ve mavi çinilerle dekore edilmiştir.

Birçok Sinagog’ta olduğu gibi burada da giriş ücretlidir.

Fes el Bali

Dün biraz gezdiğimiz ve Fez’in en cazip bölgesi olan Şehir Medina’sına geliyoruz yine. Dar ve labirent benzeri sokaklarda özgürce dolaşıp doya doya şehrin havasını koklayacağız.

Her tarafı kaplayan çeşit çeşit dükkanlar. Deri işçiliği, bakır, pirinç işçiliği, cam objeler, baharatlar, sebze, meyve, et satan dükkanlar, hediyelik  eşya dükkanları.

Fas’a özgü bir çeşit yemeni olan babuşlar.

II. Mola İdris Zaviyesi

Fas’ı 807-828 yıllarında yöneten ve Fes şehrinin ana kurucusu olarak kabul edilen II. İdris (aynı zamanda Molla) türbesidir. Fas’ın en çok saygı gören türbesidir.

Çarşıda gezerken iki üç kişi yanımıza gelip bir şeyler anlatmaya çalışıyor. Bizi bir yere götürmeye çalışıyorlar. Anladık ki ellerinde satmak istedikleri malzemeleri var. Takılıp gidiyoruz arkalarından. Dar sokaklar boyunca biraz yürüdükten sonra bahçeli bir eve geliyoruz.

Önce bize meyve suyu (paralı) ikram edip ardından ürünlerini gösteriyorlar. Bizim için de iyi bir mola oldu bu.

Dokuma tezgahlarını sergiliyorlar.

Artık Fez’de görmemiz gerekenler listemizi noktaladık.

Meşhur lakırdı “sokaklarda kaybolmak” modundayız. Kaybolalım öyleyse 🙂

 

Fas’ın meşhur kapıları

Fes el Cedid’den bir görünüm

Fez’den insan manzaraları

 

One thought on “Fez

  1. Halil yurekli says:

    Fez’de kapilar ciniler ve deri urunleri guzel , satin alabilmek icin iyibir pazarlik lazim. Havra ve birkac yuzyillik tevrat el yazmasi. Fez guzel anilar.

Comments are closed.