Buhara

4. Gün: 27 Temmuz 2015 Pazartesi: Buhara

Sabah 8 gibi Hiva’dan otobüslere binip Urgenç havaalanına doğru yol alıyoruz. Urgenç’in adı eskiden Gürgençmiş. Gürleyen genç anlamında. Urgenç’den 10’da Buhara’ya uçuyoruz. 11:20’de de bizi şehre götüren otobüsümüze binmiş durumdayız.

BUHARA

Buhara; 2500 yıl önce Persler tarafından kurulmuş. “Ateşe tapanların şehri” diye ün yapmış. Zerdüştler, Hıristiyanlar ve Budistler burada yaşamışlardır. MÖ. 500 yılında kurulan şehir, zamanla Büyük İskender tarafından ele geçirilmiş.

Buhara efsaneleri bol olan bir şehir. En-Narşahi’ye  göre burasının ilk sakinleri Türklerdir. Efsanevi Turan padişahı Afrasyab’ın (Alper Tunga) zaman zaman Buhara’da ikamet ettiğini, mezarının dahi bu şehirde bulunduğunu kaydetmiştir ki, bu rivayetler bölgedeki Türk varlığının çok eskilere dayandığına işaret etmesi bakımından önemlidir.

Arapların bu şehri Müslümanlaştırmakta çok zorlandığı söyleniyor. Cuma Cami’ne gidenlere ödül dağıtarak halkı namaza alıştırmışlar. Nihayet Buhara, medreseleriyle İslamiyetin Orta Asya’daki üssü olmuş. İmam el Buhari, Hoca Ahmet Yesevi, Bahaeddin Nakşibendi, Gücdevani gibi isimlere ev sahipliği yapmış. Bu dönemde “Ruhun güzelliği”, “İslamın kubbesi”, “Soylu”, “Kutsal” gibi isimlerle anılmaya başlamış. Buhara’nın kutsallığı ile ilgili bir söz var: “Dünyanın herhangi bir yerinde ışık yukarıdan gelir, Buhara kendisi ışıktır, ışık saçar”.

Bundan bin yıl önce Samaniler Hanedanı döneminde en parlak günlerini yaşarken dönemin en ünlü bilim adamları ve entelektüelleri El Biruni, İbni Sina, Nurşaki, Rudaki burada himaye görmüş.

Buhara, 1221’de Cengiz Han tarafından, ardından 1273’te ve son olarak da 1316’da, üç defa talan edilmiş, yakılmış ve hemen bütün ilmi eserler tahrip edilmiş. Şehir bir daha o eski canlı günlerine hemen hemen hiçbir zaman kavuşamamış.

Timur; burayı yeniden imar etmiş. Şehirdeki en önemli yapılar 14. yüzyılda Timuriler döneminde yapılmıştır.

Buhara bugün Moğol istilası öncesine ait sadece üç eseri barındırıyor bünyesinde. Samanilerin imparatoru Ali Samani Türbesi, Kalan minaresi ve Magoki Attar camii. Ruslar döneminde bar olarak kullanılan bu cami bugün de halı müzesi olarak faaliyet gösteriyor.

 

Tarihi merkezi de UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde.

Şehrin sokakları hem içme hem temizlik amaçlarıyla kullanılan su kaynaklarının çevresine inşa edilmiştir. Bu havuzlar sağlıksız oldukları için Sovyetler döneminde doldurulmuşlar.

Buhara tren istasyonu, şehir merkezine biraz mesafeli. Bunun sebebi o zamandaki Buhara Emirinin politikası. 1889 yılında tren hattı kurulduğunda, medeniyetle arasındaki bağların en aza indirilmesi amacıyla tren hattı şehre uzak kurdurulmuştur. Çünkü o dönemde şehir “Yasak Şehir” yani “en kapalı toplum” olarak bilinmektedir. Yüzyıllar boyunca şehre hiçbir yabancı girememiş. Çünkü Buhara Emirlerinin 17. yüzyıldan itibaren dünya ile ilişkilerini kestikleri söyleniyor. Gizlice girmeyi başaranlar ise çok iyi Türkçe ve Farsça bilip molla kılığında bölgeyi ziyaret eden seyyahlardır. Bölgeyi ziyaret eden seyyahlardan birçoğunun öldürüldüğü söyleniyor. İpek Yolu aracılığı ile buradan geçen Müslüman tüccarlar haricinde kimse buraya giremiyormuş.

Özbekistan’ın beşinci büyük şehridir.

Şehre hayran kalan ünlü gezgin “Marco Polo”nun yazıları burayı İpek Yolunun önemli bir merkezi haline getirmiş.

Gizemli bir şehir Buhara. Eski tarihin yaşatıldığı şehirlerden. Hiva kadar olmasa da eski çağların dekorlarında geziyorsunuz sanki. Doğal ve beşeri afetlerle yıkılmış ama ardından itina ile, köklerine bağlılıkla restore edilmiş.

Şehire 25 km mesafede Burhanettin Nakşıbendi’nin hocası Seyid Amir Kulal’ın türbesini ziyaret ediyoruz.

G:\2015-24-07-Özbekistan\Buhara\IMG_1158.JPG

Ardından şehre 12 km mesafede Kasr-ı Arifan’da Bahaeddin Nakşıbendi türbesinin olduğu yerde önce annesinin kabrini ziyaret ediyoruz. Çünkü “önce annemin kabrini ziyaret ediniz” demiş. Ardından Nakşıbendi’nin kabrine geliyoruz. Etrafında Şeybani hanlarının da mezarları var. Dergah olarak yapılmış. İçi cami, dışında 2 katlı odalar var.

G:\2015-24-07-Özbekistan\Buhara\IMG_1170.JPG G:\2015-24-07-Özbekistan\Buhara\IMG_1174.JPG

http://sheherazade-tour.com/images/map_bukhara.jpg

Şehre varınca öğlen 45 dakika dinlenme molası verip otelimizde yemek yiyoruz. Otelimizin yeri çok güzel. Magoki Atari Caminin karşısı. Lebi Havuzu görüyor: Asya Buhara Oteli.

G:\2015-24-07-Özbekistan\Buhara\IMG_1335.JPG

Magoki Attari Cami

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1390.JPG

Buhara’daki en eski cami. Lebi Havuz manzaralı.

Burada İslamiyet öncesi pagan “Moh” tapınağı varmış. Ancak arkeolojik kazılarda tapınağın üzerinde Samaniler döneminde yapılan bir de kubbeli cami kalıntısı ortaya çıkarılmış. 16.yüzyıla gelindiğinde yumuşak zemin nedeniyle cami çöker gibi olmuş ve onun cephesi 1930 yılında yürütülen kazılar sonucunda ortaya çıkarılmıştır.
Burada süslü tuğla duvarcılığı ve eski çini işlemeciliğini görüyoruz.

Emir Halim (Alim) Han, son han. 1868’de Rus hakimiyetine geçtikten sonra vergi karşılığında iç işlerinde serbest kalıyorlar. Bu arada oğluyla Rusya’ya gidiyor. Büyük denizleri, gemileri görüp etkileniyor. Buhara’da çok saray, medrese yaptırıyor ancak yazlık saray dışında hepsi yok ediliyor. Bu sarayın da tamamına yakını Rus bombaları ile yıkılmış. Han 1917’de, altınları ile Bolşeviklerden kaçarken yakalanıyor. Altınları alınıyor. Ailesi ile Afganistan’a gidiyor.

Yazlık Saray (Sitorai Mokhi-Khosa Sarayı:Yıldızın topraktaki ışığı)
19. yüzyılda Buhara emiri Nasrullah Han kendisi için yeni bir konut yaptırıyor. Yazın sıcaklarından korunmak için uygun yer bulunuyor ve saray yapılıyor. Ancak Buhara şehrinin kuzeyinde yapılan bu şık saray yıkılıyor.
Takip eden süreçte Buhara emiri Mir Sayid Muhammed Alim Han burada 1912-1918 yılları arasında yeni bir saray yaptırıyor. Hatta efsaneye göre, emir bu yeni sarayı eşi Sitora için yaptırmıştır.  İnşaat iki Rus mühendis Margulis ve Kakovitch ile birlikte zamanın en iyi Buharalı ustaları tarafından yürütülmüş. Sarayın mimarı Gusto Şirin. Bir süre sonra emirin karısı ölüyor ve onun adı saraya veriliyor. Bu isim günümüze kadar korunmuş.

Sarayın eskiden on bir giriş kapısı varken şu anda ikisi mevcut.

Şehrin 6 km kuzeyinde yer alan saray; ana bina, birkaç resepsiyon salonu ve emir için özel odalardan oluşmaktadır.

Soldan ilerleyince sağda ilk oda bekleme odası. Burada satranç takımı bulunuyor. Ziyaretçiler beklerken oynasın diye.

Sonraki odada madalyalar, fotoğraflar ve cam raflı soğutucular (bir nevi buzdolabı) var.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1202.JPG

Ünlü usta Shirin Muradov tarafından dekore edilen “Beyaz Salon” özellikle dikkat çekiyorr. Burada duvarlar aynalarla kaplanarak dekore edilmiş. Sarayda aynalar fazlaca kullanılmıştır ve yansıma oluşturulmuş (Sihirli aynalar). Özellikle Venedik ve Japon aynaları kullanılmıştır.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1189.JPG Son odada; bol camlı, içinde hediye gelen Japon vazolarının sergilendiği çok sayıda cam vitrin var. Kış bahçesi havasında güzel, ferah bir oda.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1210.JPG

1927 yılında Buhara Emirliğinin yıkılmasından kısa süre sonra, saray müze haline dönüştürülmüştür ve bugün burası “Sanat ve El Sanatları Müzesi”ni barındırmaktadır. Müzenin sergilerinde 19-20.yüzyıllara ait mobilyalar, takılar ve Buharalı ustaların el sanatları, 14-20. yüzyıl Rus ve Japon porselenleri görülmektedir.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1215.JPG

(Arkada kameriye)

Sarayın diğer tarafında küçük bir havuzun yanındaki binada Harem var. Haremin karşısında da merdivenle çıkılan yüksek bir kameriye var. Han burada oturup havuza giren cariyelerini izler ve istediğini seçermiş. Ya da onlara elma atıyor hangisi tutarsa onu seçiyormuş.

Saray çıkışında seyyar satıcı kadınlardan 10 dolara masa örtüleri alıyoruz.

Chor-Minor Medresesi (Dört Minare)

Chor-Minor; dört minare demek. Burası Buhara’nın ilginç bir eseri. Hint etkisi ağırlıklı bir mimarisi var.
Dört minare ile çevrili kare şeklindeki medrese binasının üstü mavi kubbe ile taçlandırılmıştır. Dört köşesindeki dört minarenin şekli ve işlemeleri birbirinden farklı. Minarelerdeki bu işlemeler, dünyadaki dört dinin felsefi anlayışını yansıtıyormuş.

Bir rivayete göre zengin Türkmen bir tacir tarafından dört güzel kızını simgelemesi için dört minareli yapılmış bir eserdir.

Diğer rivayete göre Hindistan’daki Taç mahal’den çok etkilenen zengin Türkmen halife Niyazkul tarafından onun minyatürü olarak yaptırılmıştır.

Bugün burada hediyelik eşya satan bir dükkan bulunuyor.

Lyabi-Khauz (Leb-i Havuz) Kompleksi

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1316.JPG

Leb-i Havuz Kompleksi; tarihi bir su kaynağı kıyısında yer alan üç medrese ve onun arka planındaki Sarraflar Çarşısı, yüzlerce yıllık eski Yahudi Mahallesi, Karahanlılar’dan kalma Orta Asya’nın en eski camisi Magoki-Attori (Çukur Aktar) Cami, halıcılar ve diğer alışveriş mekanlarıyla şehrin merkezi konumunda.

Lyabi-Khauz kelimesi “rezervuar” anlamına gelir. Bölgede anlatılan bir efsaneye göre Nadir Divan-Beyi zamanında yalnız bir kadının evi olarak inşa edilmiş. Kadın, güçlü vezire evin altına bir su kanalı inşa ettirmesini söylemiş ve bu su kanalları yapılmış.

Diğer bir efsaneye göre vezir buraya havuz yaptırmak istiyor. Burada birçok ev var. Başka yere taşınmalarını isteyip para teklif ediyor. Sadece bir ev dışında herkes kabul ediyor. İnatçı ev sahibine iki evlik para teklif ediyorlar. Reddedip evime dokunmayın diyor. Bunun üzerine diğer evler yıkılıyor. Havuz yapılıyor. Bu ev ortada kalıyor. Bunun üzerine ev sahibi para verin taşınayım diyor ama nafile. Hiç dokunulmadan yıkılıyor.

Leb-i Havuz, 1620 yılında yaptırılmış suni ve dekoratif bir havuz. 42 metreye 36 metre boyutunda, 5 metre derinliğindedir.

Havuzun çevresinde, kuzeyde 16.yy.dan kalma ve Buhara’nın en büyük medresesi Kukeldaş Medresesi, batıda Nadir Bey zamanından kalma sufiler için düzenlenmiş Hanaka Medresesi ve doğuda ise Nadir Divan Bey tarafından 17.yy.da kervansaray niyetiyle yapılıp hanın isteği doğrultusunda medreseye dönüştürülen Divan Beyi Medresesi yer almaktadır.

Kukeldaş Medresesi

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1319.JPG

Medresenin dev taç kapısının yer aldığı ön cephesi Leb-i Havuz’a bakıyor. Sütkardeşi anlamına gelen Kukeldaş Medresesi, 16.yy.da Abdullah Han tarafından yapılmış 160 odası olan 2 katlı bir yapı. Ortasındaki büyük avluyu çepeçevre saran dikdörtgen planlı yapı, 60×80 metre boyutlarında Buhara’nın en büyük medresesidir. Birinci kat dershane, ikinci kat yatakhane olarak yapılmış. Ön cephe mavi mozaiklerle kaplı. Mayolika denen süslemeler kullanılmış. Ruslar geldiğinde ortaya başka bina yapmışlar. Eski yapının tuğlalarını almışlar. Bir ara otel olarak kullanılmış.

Ruslar Buhara’daki 300 eseri yıkıp harap etmiş. 20-30 tanesi ancak restore edilmiş. Şimdi bu medrese müze olarak kullanılıyor.G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1291.JPG G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1278.JPG

Nadir Divan-Begi Medresesi

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1301.JPG Vezir Nadir Divan Bey 1619-1620 yılları arasında buraya bir kervansaray yaptırıyor. Bitince bu güzel eseri göstermek için Han’ı davet ediyor. Han eseri görünce “Ne güzel medrese yaptırmışsın” diyor. Bunun üzerine vezir ustalara süslemelerin medrese süslemelerine benzemesi talimatını veriyor. Giriş kapısı yükseltiliyor. O dönemde İran’la savaşlar yapıldığından süslemelerde İran etkisi görülüyor.

Giriş kapısı üzerinde anka kuşuna benzer hayali bir kuş var. Kuşun kanadı altında, pençesinde geyik benzeri hayali bir hayvan mevcut.

Güneş; ateşe tapma, Zerdüştlük simgesi.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1302.JPG

Bugün burası lokanta olarak işletiliyor. Yemek esnasında yöresel dans gösterileri yapılıyor.

Medresenin önünde Nasrettin Hoca’nın eşek üzerinde (ters değil) heykeli var.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1314.JPG

Ortak değerlerimizden biri daha. Ancak buradaki Nasrettin Hoca hikayeleri biraz daha bilgece.

Hanaka Medresesi

Leb-i havuz kompleksinin ilk yapılan yapısıdır.

Havuzun batısında yer alır. Vezir Nadir Bey zamanında (16.yy.dan kalma) sufiler için yaptırılmış bir tekkedir.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1329.JPG

Bu gezi sonunda otele uğruyor ve akşam yemeği için hazırlanıyoruz.

Akşam yemeği için Ahmet isimli Türkiye’de üniversite eğitimi görmüş bir kişinin evine gidiyoruz. Muazzam hazırlanmış yemek masaları iştah açıcı görünüyor.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1351.JPG

Çok güzel bir yöresel dans gösterisi oluyor.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1372.JPG

Buhara’daki ilk günümüzde merkezde yer alan otel çevresindeki tarihi binaları gezdik.

5. Gün: 28 Temmuz 2015 Salı: Buhara

Ertesi gün sabah kahvaltısının ardından şehrin diğer bölgelerini gezeceğiz. En batıdan başlıyoruz.

Eyüp Çeşmesi (Chashma-İl Eyüp)

Rivayete göre Eyüp Peygamber, Buhara’yı ziyaretinde halka nasihatlar etmiş. Kuraklık döneminde, yerli insanlar ondan su istemişler. Eyüp Peygamber dua ediyor ve asasını toprağa vurduğunda su çıkıyor. Böylece buradan çıkan su için, 10. yüzyılda Samaniler döneminde ilk defa kubbeli bir mekan yapılıyor.

Diğer rivayete göre Eyüp’ün hayali mezarı üzerinde bir Kur’an suresi bulunur. Tüm Orta Asya’dan buraya gelen insanlar Hz Eyüp’ün mezarı çevresinde tavaf yaparlar. Yani, burası ibadet ve ayin yeridir. Kompleks zamanla büyük bir mezarlığa dönüşmüş.

16. yüzyılda inşa edilen yapıda kırk günlük inziva odası bulunur.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\P1050107.JPG

Samaniler türbesine doğru yürürken çarşıdan geçiyoruz. Buranın meşhur el işlerini ve şapkaları doppileri fotoğraflıyoruz.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1443.JPG

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1442.JPG

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1449.JPG

Samani Türbesi

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1394.JPG Ark Kalesinin batısındaki parkın içinde bulunuyor.
Burası, dünya mimarisinin seçkin örneklerinden birisidir. Türbe Samani hanedanı zamanında bir aile mezarlığı olarak 902-907 yılları arasında babasının mezarı üzerine oğlu İsmail Samani tarafından yaptırılmıştır. Kendisi de daha sonra buraya gömülmüş.
Eser; çöl olan bölgede bir dönem kumlar altında kaldığından Ruslar tarafından görülememiş ve bombalardan kurtulmuştur. 1930-1935 yıllarında Bolşevikler zamanında araştırmacı Rus bilim adamları okudukları eski kitaplar sayesinde türbenin varlığından haberdar oluyorlar. Kızıl kumların altında burayı buluyor ve açığa çıkarıyorlar.

Türbenin sadece yıkılan kubbesi restore edilmiş. O yüzden kubbe ve gövdenin renkleri biraz farklı.

Bir asker örgütlenmesi şeklinde türbeyi ziyaret eden sevimli Koreli öğrencilerle karşılaşıyoruz.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\P1050114.JPG

Samaniler türbesi düz bir tasarım dehası olarak gösterilmektedir. Yalnızca tuğla kullanılmış. Küçücük tuğlalarla işlenmiş. Orta Asya’da kurutulmuş tuğladan yapılan en eski bina. 40 değişik süsleme var. İçeride güneş sembolü Zerdüştlük etkilerini bu eserde de gösteriyor.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1403.JPG G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1408.JPG  Ve mimarisinde de bazı semboller var. Esere yukarıdan bakıldığında yuvarlak, kare ve top biçiminde inci görünümü mevcut. Burada yuvarlak kainatı veya gökyüzünü, kare dünyayı ve 40 inci de 40 evliyayı (kırklar) simgeliyor. Bunların insanı koruduğu söyleniyor.

Kosh Medresesi

(Otobüsle buranın önünden geçtik. Gezme fırsatımız olmadı. Fotoğraflar internetten).
“Kosh” çifte anlamına gelir. Çünkü burada “Modari-han” ve “Abdullah-han” medreseleri bulunmaktadır. Yani iki bina vardır. Binalar dar sokakta karşı karşıya duruyorlar.

Modari-han medresesi

Modari-khan Madrasah

Buradaki ilk medresedir. Abdulhak Han II tarafından annesi için inşa ettirilmiştir. Üzerindeki çini kitabeye göre yapılış tarihi 1566-1567 yıllarıdır. İç  avlu çevresinde öğrenciler ve eğitmenler için yapılmış toplantı odaları ve bir cami mevcut.

Abdulhak Han medresesi

https://c1.staticflickr.com/9/8171/7955293498_74ffdef4ed_z.jpg

İkinci medresedir. 1588-1590 yılları arasında inşa edilmiştir. Orta Asya mimarisinin seçkin eserlerinden birisidir. Avlunun orta ekseni boyunca iki sıra penceresi olan geniş bir salon bulunur.

Registan Meydanı

Ark kalesinin batı bölümünde, Arap döneminde Registan meydanı inşa edilmiştir. Burada 13. yüzyıldan itibaren çeşitli idari binalar ve saraylar bulunmuştur. 16.yüzyılda ise ticari mekanlar yer almıştır.

Registan meydanında günümüze ulaşan tek anıt 18. yüzyıl yapımı Bolo-Khauz’dur.

Bolo-Khauz Cami

http://www.bura.org.tr/haberler/images/BalaHavuz.JPG Tacikçe havuzun karşısındaki cami demek. Emirin kalesi (Arch) bu anıtın karşısında bulunur.

Kışlık cami kısmı Emir’in eşi emriyle 1712 yılında inşa edilmiştir.

(Diğer bir efsaneye göre ise Emir Shakh Murat -1785-1800- tarafından, eşinin ölümü üzerine sevgi ifadesi olarak inşa edilmiştir.)

Yazlık eyvanlar 20. yy. başında yapılmıştır. 1917’de süslü tavan, ahşap sütunlar, küçük havuz ve küçük minare Usta Şirin tarafından yapılmış.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1481.JPG

Caminin en dikkat çekici kısmı ahşaptan yapılmış 20 sütunlu eyvan dekorasyonudur.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1484.JPG Mantar şeklindeki sarkıtları açık renklerle süslenmiştir. Enine kirişler tavanı çok renkli dikdörtgenlere böler.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1502.JPG

Cami; dergah stilinde 2 katlı olarak yapılmış. 100-200 dervişin kalacağı kadar odası var. Sufiler için 3 giriş kapısı var. Önünde bulunan küçük minare süs olarak kullanılmış. Önündeki havuzdan su temin etmişler. Havuz nedeni ile cami 1 metre öne kaymış. Tamirle düzeltilmiş. Emir Han bu camide namaz kılmış.

Ark Kalesi

İlk olarak dördüncü yüzyılda yapılmış. Rivayete göre Siyavuş Han aşkı için burayı yaptırmış.

Şehrin merkezinde yer alır. Burada eskiden saray, yönetim binaları, muhafız odaları ve tapınak bulunuyordu. Kale modern şekline 1747-1920 yıllarında hüküm süren Manghit hanedanlığı zamanında ulaşmış. Bu dönemde cami, hazine, yönetim binaları ve cezaevi bulunuyormuş.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1506.JPG

Büyük giriş kapısı Registan Meydanı’na bakıyor. Heybetli kapı bir üst tünel ile bağlanmış iki kule ile desteklenmiştir. Geçmişte kapının üstünde kırbaç asılı imiş. Emirin gücünü temsil ediyor. 1920 yılında Kızıl Ordunun topçu ateşi ve hava saldırıları ile yıkılmış. Sadece cami ve Emir’in kabri kalmış.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1517.JPG

Zindan

Ark kalesisin girişinde sağlı sollu yaklaşık 10 metre uzunluğunda 8 metre derinlikte çukurlardan oluşuyor. İçine yılan, akrep koyuyorlarmış. Mahkumlar burada bir ay tutulduktan sonra Registan meydanında Emir’e sunuluyormuş. Emir mahkumun ölüm ya da affına karar veriyormuş.

Kabulhane

Avlunun bir kenarında Emir’in tahtı var.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1520.JPG

Ark Kalesinde; şu anda bunlara ilaveten Tarih Müzesi ve Buhara Emirliği Müzesi bulunuyor.G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1522.JPG

Bu Koreli öğrenci grupla ilk olarak sabah Samaniler türbesinde karşılaştık. Sonra birçok yerde çakıştık. İki otobüs gelmişler. O kadar organize ve disiplinlilerdi ki hayran kalmamak mümkün değil. Bir ara caddeden geçerken bir tanesi trafik polisi gibi arabaları durdurdu ve arkadaşlarının geçişini sağladı.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1527.JPG

Şehrin birçok yerinde yurt, millet ve özgürlüğü öven tabelalar mevcut.G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1528.JPG

Poi-Kalyon Kompleksi

Bunun kelime anlamı “Büyük kaide” demektir. Kompleks 4 anıttan oluşmaktadır:

Kalyan camisi ve Miri-Arap Medresesinin cepheleri birbirine karşıdır.

Aralarında ise Kalyan minaresi bulunur.

Miri-Arap medresesinin güneyinde küçük Amir Alim Han medresesi vardır.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1530.JPG

Solda Miri Arap Cami, ortada Kalyan minare ve sağda Kalyan cami.

Kalyan Minare

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1606.JPG Kutsal Buhara’nın sembolüdür. Bin yıl boyunca bu kutsal minare; hakim şehir Buhara’da İslam inancının büyüklüğünün göstergesi olmuştur. Minarenin eteği Buhara’nın dinsel topluluğunun (Poi Kalyan) merkezinde yer alır. Ortaçağda Buharalı tarihçi yazar Muhammed Narshakki’ye göre 12. yüzyılın ilk dönemlerinde Buhara hükümdarı Arslan han tarafından yaptırılmıştır. Minare inşa edildiğinde Orta Asya’nın en yüksek minaresiymiş. Ancak bir minare inşa ettirmek için yapılan ilk girişim başarısız olmuş. Şehrin altındaki birçok kültürel katmanlara ve yumuşak zemine dikkat edilmemesi nedeniyle minare cami üzerine çökmüş. Yerine daha dayanıklısı 1127-1129 yılları arasında inşa edilmiş. Bu 45,6 metre yükseklikteki minare mühendislik ve mimari harikası olarak kusursuz bir örnek kabul edilir. Pişmiş tuğla ve onun üstünde kalın tabandan daralarak yükselen yekpare dairesel bir kule şeklindedir. Tabanda 9 metre, tepede 6 metre çaptadır. Minarenin temeli 10 metre aşağıya kadar uzanır. Tepesine spiral şeklindeki 104 adet merdiven ile çıkılıyor.  Minarenin gövdesi tuğladan yapılmış ve dar süs dizeleriyle çevrilmiştir. Şerit şeklinde kabartmalı süslemeler (friz), o zamanlar Buhara mimari dekorlarında yaygın olarak kullanılan mavi sır ile kaplıdır. Turkuaz çinili yazıtta “Arslan Han” ismi yazılı.

Minare, kuşatma ve savaş zamanlarında aynı zamanda bir gözetleme kulesi olarak da kullanılmıştır.

Şehre gelen kervanların yollarını kolay bulması için minarenin tepesinde geceleri ateş yakılırmış.

1923 yılındaki restorasyon sırasında burası geometrik mozaiklerle süslenmiştir. 1976 yılındaki depremden sonra 1980 yılında yeniden inşa edilmiştir

Minareden yandaki camiye geçiş var.

Kalyan Cami

Arkeolojik araştırmalara göre, burada Arap komutanı Kutebbiye Bin Müslüm tarafından 713 yılında bir pagan tapınağı yerine şehrin ilk Cuma camisi yapılmıştır. Cuma camisi yapıldıktan sonra minare yapımına geçilmiş, ancak minare caminin üzerine yıkılmış ve camiyi tahrip etmiştir.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1555.JPG Bunun üzerine 1121 yılında Karahanlılar tarafından buraya yeniden bir cami yapılmış, ancak bu da Moğol istilası sırasında tahrip edilmiştir.

Bir rivayete göre de Moğollar bu camiye dokunmamışlar. Şöyle ki: 13. yy.da Cengiz Han savaşarak buraya geliyor. Atın üstünde camiye giriyor. Çıkarken Kalyan Minareyi görüyor. Kafasını kaldırınca şapkası yere düşüyor. Şapkayı alırken attan düşüyor. Askerler bu sahneyi görünce Cengiz Han minareye saygı gösteriyor diye onlar da atlarından inip eğiliyorlar. Cengiz Han da bu nedenle bu yapıya dokunmuyor.

Günümüzde görülen cami ise, 1514 yılında Şeybaniler zamanında yapılmıştır. 20. yüzyıl başlarında Buharalı usta Shirin Muradov, caminin onarım çalışmalarına katılmış.

Cami Semerkant’taki “Bibi Hanım Camisi” ile aynı ölçektedir. Cami 12.000 kişi kapasitelidir.

Cami dikdörtgen planlı ve kapılarla süslenmiş geleneksel 4 eyvanlıdır. Sütun ve kemerler ışık ve gölge oyunları meydana getiriyor. Caminin en önemli yapısı avlunun doğu kısmında bulunan mavi büyük yekpare kubbesidir. Eskiden leylekler burada yuva yaparlarmış. 1920-30’larda şehirdeki bataklığın kurutulmasından sonra görülmemişler.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1565.JPG Caminin 1970’lerdeki restorasyonunda sırlı çini ve mozaik kullanılmıştır. Avluda sekizgen şadırvan benzeri bir yapı bulunuyor. Semerkant’taki Şah-ı Zinde türbesine benziyor. Minber olarak da kullanılabiliyormuş.

Miri Arap Medresesi

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1616.JPG
Ubeydullah Han’ın yaptırdığı medrese, Mir-i Arab Medresesi diye anılıyor.

Mir-ı Arab, rivayete göre Abdullah isimli bir Yemen şehzadesi ve Hz. Peygamberin onbirinci kuşaktan torunu. Rüyasında Peygamberimizi görüyor ve O’nun işareti üzerine tacı tahtı bırakıp tasavvuf yoluna girmek üzere buralara geliyor. Mir-i Arab’a büyük hürmet gösteren Buhara emirleri, arzusu üzerine onun adına, bu medreseyi yaptırıyorlar. Ubeydullah Han, külliye içindeki türbesinde Mir-i Arab’ın ayak ucunda yatıyor. Bu medrese, yüzelliyi aşkın talebesiyle faaliyetini sürdürmekte. Kur’an-ı Kerim’deki sure sayısından esinlenerek yüz on dört hücrede ders yapılıyor. Dört yıl süren yatılı eğitimiyle lise muadili bir medrese. Bütün Özbekistan’ın en büyük imamları Mir-i Arap kökenli. Şu anda İslam Koleji. Ancak burası tadilattaydı. İçini gezme imkanı bulamasak da grup olarak önünde fotoğraf çektirdik. İki turkuaz kubbesi ile buranın karakteristik bir medresesi idi.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1611.JPG

Poi Kalyan ziyaretinden sonra buraya çok yakın ve Buhara’nın en büyük halıcı mağazasına gidiyoruz. Buhara halıları meşhur.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\P1050133.JPG Mağaza sahibinin kızı Sabina İngilizce olarak bize halıları tanıtıyor. Bu güzel ve cilveli kızın yaptığı şovu seyrederken ağzımız açık kalıyor. Çok zeki bir kız. Bize, daha önce satış yaparken yaşadığı maceralardan da bahsediyor. Fiyatları yüksek bulup alış-veriş yapmadan çıkıyoruz.

Serbest zamanda şehri biraz geziyoruz. Leb-i Havuz yakınlarında bir kafeye oturuyoruz.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1661.JPG

Sonra şehirde halıcıları dolaşıyoruz. Çarşıda gezerken iki delikanlı bizi halı için bir yere götürüyor. Han gibi bir yerin avlusuna giriyoruz. Kapıları kapatıyorlar. Pazarlık pazarlık, al takke ver külah 700 dolara ipek seccade bir halı alıyoruz.

Akşam yemeğini Leb-i Havuz kenarındaki restoranda yiyoruz. Canlı müzik ve havuz manzarası eşliğinde kuzu etinden yapılmış lüle kebabımızı yiyoruz. Akşam havuzdaki fıskiyeler çalışıyor. Çevredeki medreseler de aydınlatılmış. Çok güzel bir atmosfer var. Biz buraları çook sevdik.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1671.JPG

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1674.JPG

Gece yemekten sonra yoğun istek üzerine yine büyük halıcıya gidiyoruz. 24 saat açığız demişlerdi. Gecenin bir vakti Sabina’yı çağırtırıyoruz. Bizi görür görmez “siz iki çocuktan halı almışsınız” diyor. Kapalı kapılar ardında yaptığımız alış-verişin bu şekilde Sabina tarafından bilinmesine şaşırıp kalıyoruz. “Ama orada daha ucuzdu” diyor arkadaşlar. Sabina yine şovuna başlıyor ve: o çirkin ve şişman adamlar yerine benim gibi güzel ve akıllı bir kızdan alsaydınız bir bedeli olurdu tabii” diyor. Bayağı bir sohbet ediyoruz. Hayat dersi alıyoruz. Yine başından geçen maceraları anlatıyor bize. Sabina bu şehirdeki son anı olarak kalıyor hafızalarımızda.

6. Gün: 29 temmuz 2015 Çarşamba: Semerkant yolunda

Kahvaltının ardından Semerkant’a doğru yola koyuluyoruz. Yolda uğrayacağımız birkaç yer var.

Gücdevani Abide Kompleksi

Buhara birçok İslami kültürün büyük alimlerini yetiştirmiştir. Bunlardan biri olan Abdülhalık Gücdevani, Orta Asya’da Nakşıbendi tarikatına mensup din bilginlerinden birisidir. Buhara’ya 50km mesafedeki Gücdevan (Gijdevan) kasabasında doğmuştur. 1119 yılında vefat etmiştir.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1706.JPG

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\IMG_1688.JPG

Yolda giderken bir restoranda mola verip öğlen yemeğimizi yiyoruz. Lezzetli ama bir o kadar yağlı yemeklerin ardından pide, peynir, domates, karpuzdan oluşan menümüz  pek hafif ve güzel geliyor.

G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\20150729_135559.jpg G:\2015-07-26-özbekistan\Buhara\20150729_134631.jpg

Buhari Türbesi

Semerkant’a varmaya 20 km kala Buhari türbesini ziyaret ediyoruz.

BUHARİ (810-869)

En büyük hadis alimi olarak kabul edilir. Buhara’da 810 yılında doğmuştur.
Babasını küçük yaşta yitiren Buhari, ilk eğitimini Buhara’da yaptı. Babasından kalan servet O’nun hiç kimseye muhtaç olmadan ilim öğrenmesini sağladı. İlim için Mekke’ye gitti. Eğitimini tamamladıktan sonra Buhara’ya dönerek ders vermeye başladı.

G:\2015-07-26-özbekistan\Semerkand\IMG_1737.JPG

G:\2015-07-26-özbekistan\Semerkand\IMG_1717.JPG Bildirildiğine göre, dönemin Buhara Valisi, İmam-ı Buhari’den çocuklarına özel hadis dersi vermesini istedi. Bu isteğe karşı çıktığı için vali ile Buhari’nin arası açıldı. Olayı duyan Semerkantlı’lar kendisini davet ederek derslerini şehirlerinde vermesini istediler.
İmam-ı Buhari, yola çıktığında bir kısım Semerkantlı’nın kendisini istemediğini öğrendi. O da Semerkant’a gitmeden Harkent köyüne döndü.

Bir ay kadar Harkent’te kalan Buhari, 870 yılında Ramazan Bayramı gecesi vefat etti.

16. yy.da mezarın üzerine küçük bir anıt mezar ve cami yapılıyor. 1998’de ise genişletilmiş bir hatıra kompleksi yapıyorlar.

Özbekler türbeleri boş bırakmıyorlar ve duaya geliyorlar.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir