Kuzguncuk

Kuzguncuk: İnci Gerdanlık

(16 Haziran 2021)

Beylerbeyi ve Üsküdar arasında yer alan muhteşem semt.

Hatta köy. Sakinleri öyle diyor. Ve bozulmamış bir köyü, mahalle kültürünü muhafaza etmek için büyük çaba harcamışlar. AVM yok mesela.

İsmi; Evliya Çelebi’ye göre Fatih zamanında buraya yerleşen Kuzgun Baba isimli bir kişiden geliyormuş.

17. yüzyılda bir Musevi Köyü imiş. Museviler burayı Kudüs’e yakın saydıklarından çok önem vermişler. Kutsal topraklara gidemeyenler son durak saydıkları bu köyde Kuzguncuk Musevi Mezarlığı’na gömülmeyi tercih ederlermiş.

Aynı zamanlarda burada Rumlar da bulunuyormuş. 18. yüzyıl başlarında da Ermeniler yerleşmeye başlamış. Bilhassa gayrimüslimlerin tercih ettiği Kuzguncuk o dönemlerde İstanbul’un en kozmopolit semtlerinden biriymiş. Üç semavi din halkının kardeşçe yaşadığı bir semt.

Cumhuriyetten sonra 800 Musevi aile yaşarken 1960’larda ekonomik durumu iyi olanlar başka semtlere göç etmiş. Şu anda 7-8 Musevi aile varmış.

Şiirlere romanlara konu olan Kuzguncuk’un popülerliği Perihan Abla, Ekmek Teknesi, Hayat Bilgisi dizilerinin çekiminden sonra artmış.

Bu girişten sonra gezimize başlıyoruz.

İcadiye Caddesi

Deniz tarafından karaya doğru çıkan İcadiye Caddesi semtin ana caddesi. Cadde üzerinde tarihi Kuzguncuk evleri,  şirin kafeler, restoranlar ve butik mağazalar bulunuyor. Sağa sola bakmaktan şaşkına dönüyorsunuz. Bence İstanbul’un en güzel semtlerinden biri.

İcadiye Caddesi üzerinde ilerliyoruz.

Tarihi Kuzguncuk Fırını

1929 yılından beri faaliyet veren fırın İstanbul’un en eski fırınlarından biri. Aynı zamanda kafe. Özellikle mantar kurabiyesi meşhur. Kurabiyeler fındık ve badem unuyla yapılıyor. Birkaç çeşit kurabiye aldık. Hepsi de çok lezzetliydi.

Nail Kitabevi

İstanbul’un en popüler kitapçılarından tabii ki. Hoş mimarisi, köşe başı konumuyla dikkat çekiyor. Kafesi de var. Dışarıya birkaç masa sandalye koymuşlar.

Metet Közde Döner

O kadar meşhur ki uzun bir kuyrukta sıra beklemek zorunda kaldık. Ama değerdi tabii.

Refika’nın Mutfağı

İcadiye caddesi üzerinden yukarı çıkarken sağa sapıp güzel, pratik tarifleri ve sevecen karakteri ile gönüllerde taht kuran Refika’nın mutfağına da uğruyoruz.

Buradaki dükkanda mutfak gereçleri satılıyor.

Refika hanım bu binanın tam karşısındaki bu tarihi binayı satın almış ve programını burada yapıyormuş. Ancak pandemide burayı geçici süre kapatmış.

İcadiye Caddesi’ne geri dönüyoruz.

Ayios Panteleimon Rum Ortodoks Kilisesi

Tanzimat döneminden sonra kurulmuş 42 adet Rum Ortodoks kilisesinden biriymiş. Kilise, 1831’de II. Mahmud tarafından (1808-1839) döneminde ibadete açılmış. Aziz Panteleimon’a ithaf edilmiştir. Kapalı olduğu için içini gezme fırsatını bulamadık.

Yapı; kilise, çan kulesi ve küçük bir ayazmadan oluşuyor.

Kilisenin en dikkat çekici kısmı olan çan kulesi 1911’de Andon Hüdaverdioğlu tarafından yaptırılmış. Hem çan kulesi hem de giriş kapısı görevini görüyor.

Habitat Kitchen İtalyan Mutfağı

Ufak bir mola.

Kuzguncuk Bostanı (İlya’nın Bostanı)

Kuzguncuk’un ortasında yer alan bir bostan alanı.

Rivayete göre burası bir Rum olan İlya’ya aitmiş. Ölünce varisi olmadığı için ortada kalmış. Devlet kamu yapıları yapmak istemiş ama Kuzguncuk halkı buranın betonlaşmasına karşı çıkmış, mücadele vermiş. En son Üsküdar Belediyesi burayı kiralamış. Bunun üzerine Kuzguncuklular Derneği üyeleri Üsküdar Belediyesi’ni ziyaret edip onlara “Kuzguncuk Bostanı Projesi”ni sunmuş. Belediye Başkanı da bu projeyi kabul edince 2015 yılında 16,5 dönümlük bostan Kuzguncuklular’ın ve tüm İstanbullular’ın ziyaretine açılmış.

Bostan parsellere bölünmüş ve bir kısmı Kuzguncuk halkının kullanımına ayrılmış. Bu parseli kimin ekeceği o yıl çekilen kura ile belirleniyormuş. Geri kalan parseller de okul ve bilgi evlerine veriliyormuş. Bostan alanı etrafına yürüyüş yolları da yapılmış.

Bostanın arka tarafında Rum Mezarlığı bulunuyor. Burada da tarihi bir kişilik olan Marko Paşa’nın mezarı bulunuyormuş.

Marko Paşa

1824 – 1888 yılları arasında yaşamış Rum bir doktor. Kendisi Abdülaziz’in başhekimi imiş. Kimseyi dinlemezmiş 🙂 O yüzden “anlat derdini Marko Paşa’ya” sözü, derdini anlatacak kimse bulamayanlar için söylenir bir deyim olmuş.

Çikolatacı Aziz Bey

Ünlü dükkanlardan.

İcadiye Caddesi’nden sola Simitçi Tahir sokağa dönüyoruz.

Tarihi Kuzguncuk Evleri

Restore edilmiş rengarenk tarihi evler turistler için ilgi odağı. Kuzguncuk’un instagramlık sokaklarından biri.

Burada gezerken bir butik kafeye denk geliyor ve içeri giriyoruz.

To&Me  Butik Cafe

Dekorasyonuna hayran kalıyoruz.

Vanilin Chocolate

Sarmaşık cafe, begonvil cafe gibi birçok ünlü kafe bulunuyor.

Cadde boyunca her ev birbirinden güzel.

Çınaraltı Cafe

Denize nazır bu kafede mola veriyoruz. Yolda gelirken yer bulamayıp paket olarak aldığımız Metet közde dönerleri burada yiyoruz.

Meşhur balıkçı İsmet Baba da karşısında bulunuyor.

Nakkaştepe’den bir de boğaz manzarası alıyor ve bu büyüleyici, masalsı semte veda ediyoruz.

Bu tarihi semtin, mimarisini bozmadan bozdurmadan, eski mahalle geleneğini yaşatan tüm semt sakinlerini tebrik ediyorum.

Ben daha önce burayı nasıl keşfetmedim ona yanıyorum.

Daha sonra özellikle köşkleri için tekrar gelmek istiyorum.

 

 

 

 

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir