Küçüksu Kasrı

Küçüksu Kasrı (Göksu Kasrı)

Eski adı Göksu Kasrı olan Küçüksu Kasrı, Göksu ve Küçüksu derelerinin arasındaki arazide boğaz kıyısında bulunuyor.

Sultan I. Mahmud döneminde yaptırılan, III. Selim ve II. Mahmud dönemlerinde de onarılarak kullanılan eski ahşap saray, Sultan Abdülmecid döneminde yıktırılarak yerine bugünkü Batı tarzındaki kasır yaptırılmış. 1857’de hizmete giren kasrın mimarı birçok Osmanlı yapısında imzaları bulunan Balyan Ailesi’nden Nigoğos Balyan’dır.

Bodrumuyla birlikte üç katlı olan kasır, yığma tekniği ile kagir olarak yapılmış. Dinlenme ve av amaçlı kullanılmış. İç süsleme ve dekorasyonu aynı zamanda Dolmabahçe Sarayı’nın da iç mekan tasarımlarından sorumlu olan Paris Operası dekoratörü Fransız Sechan’a ait.

Kasrın iç mekanları; alçı kabartmalı kalem işi süslemeli tavanları, ince işçilikli parkeleri, Batılı tarzdaki mobilyaları, duvarları süsleyen sanat eserleri ve değerli İtalyan mermerlerinden yapılmış şömineleriyle eşsiz bir 19. yüzyıl sanat müzesi özelliğini yansıtıyor.

İçeride fotoğraf çekmek yasak olduğu için sadece girişte burayı çekebildim:)

Kasrın dış süslemeleri, genç yaşta vefat eden ağabeyi Sultan Abdülmecid’den sonra tahta geçen Sultan Abdülaziz tarafından fazla sade bulunduğu için yeniden düzenlenmiş.

Kasrın denize bakan cephesi, padişahlar buraya gelirken denizyolunu tercih ettikleri için diğer cephelere oranla daha gösterişli ve zengin bir görünüme sahiptir. Bu cephede bulunan şadırvanlı küçük havuz ve merdivenin bezemelerinde, Barok Dönem mimari anlayışı benimsenmiş.

Geleneksel Türk evi planında yapılan yapı, bir “biniş kasrı” niteliğindedir ve devlete ait diğer saray yapılarının tersine yüksek duvarlarla değil, dört yönde kapısı olan ve döküm tekniğiyle yapılmış zarif demir parmaklıklarla çevrilidir.

Küçüksu Kasrı, pek çok diplomatik kabule ev sahipliği yapmış.

Fatih Sultan Mehmed döneminde çıkan bir kanunnameyle başlatılan, padişahların aile üyeleri dışında kimseyle sofrayı paylaşmama geleneği de ilk kez burada bozulmuştur.

1909 yılında Sultan Mehmed Reşad’ın dönemin ileri gelen asker ve bürokratlarıyla bir öğle yemeği için ziyaret ettiği kasır, Cumhuriyet Dönemi’nde de ilgi gösterilen yerlerden biri olmayı sürdürmüştür. Mustafa Kemal Atatürk’ün de Boğaziçi gezileri sırasında kısa süreli dinlence mekanı olarak uğradığı Küçüksu Kasrı, 1983 yılında müze olarak hizmete açılmıştır. 1992 yılında başlayıp dört yıl süren kapsamlı bir restorasyon ve güçlendirme projesinin ardından bugünkü görünümüne kavuşan Kasır, günümüzde müze-saray olarak hizmet vermeyi sürdürmektedir. Kasrın bahçesi, ziyaretçilerin dinlenip eğlenebildiği bir mesire alanı olarak kullanılıyor.

Küçüksu Mihrişah Sultan Çeşmesi ya da Küçüksu Kasrı Çeşmesi, Küçüksu Kasrı içinde yer alıyor.
1806’da Sultan III. Selim Han tarafından annesi Mihrişah Sultan adına yaptırılmıştır.
Mimarı bilinmeyen çeşme, Göksu ve Küçüksu dereleri arasındaki ünlü mesirede yer alması dolayısıyla, İstanbul literatüründe özel bir yere sahiptir. Eski Boğaziçi resimlerinde en fazla tasvir edilen yapılardan biridir.

 

 

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir