Erfud-Ouarzazate

4. Gün 18 Eylül 2018 Salı

Sabah Fez’den yola çıkıyoruz. İfran‘da mola veriyoruz. Deniz seviyesinden 1600 metre yüksekte kurulmuş çam, sedir ve meşe ormanları ile çevrili olan şehir, Fransız Alp mimarisi ile dikkat çekiyor.

Yolun devamında Midelt’te Hotel Kasbah Asmaa’da kahve molası veriyoruz. Molanın ardından çölün sınırlarına kurulmuş Erfud’a giderken eşsiz manzaralardan geçiyoruz.

Erfud’a varıp Belere Hotel’e eşyalarımızı bırakıp hemen çöl turuna gidiyoruz.

Erg Chebbi

Fas’ın doğudaki Sahra bölgesinin iç kısmında bulunan Erg Chebbi büyük ve dalgalanan kum tepelerine sahip.

Önce ciplere binip develere bineceğimiz alana geliyoruz.

Bu benim Muscat ve Dubai ardından üçüncü çöl deneyimim olacak. Muscat’ta kum tepeleri oldukça yüksekti. Müthiş, adrenalin dolu bir cip safari yapmıştık. Dubai’deki ise meydanda develere binip bir tur attığımız, hiçbir cazibesi olmayan bir safari idi. Burada nasıl olacak merak ediyordum. Heyecanlı olsun istiyordum. Allah’ım beni duydu 🙂

Grubumuzdaki kişileri teker teker develere bindiriyorlar. Sıra bana geldiğinde devenin yanına gidiyorum. Deve bağıra anıra bakıcısının yardımı ile zor çöküyor. Tam bineceğim kalkıyor. Yine bir bağırma, anırma, feryat figan. Biraz uzaklaşıp sakinleşsin diye bekliyorum. Gören grup arkadaşlarım da korkuyor ve “başka deveye bin” diyorlar. Bakıcısına el kol hareketleri ile başka bir deveye bindirilmem için işaret ediyorlar. Bu arada Vefa’dan hiç ses çıkmıyor. Ne düşünsem bilemedim 🙂  Ama deve bakıcısı kararlı. Israrla beni tekrar çağırıyor. İkiletmeyip, hafif tırsarak gidiyorum. Yine gruptan itiraz sesleri geliyor. Zar zor çöken deveye, deve bile anlamadan hızla biniyorum.

Sonradan öğreniyoruz ki beni bindirdikleri deve ilk defa tur için kullanılıyormuş, vahşiymiş. Üstüne binen ilk yabancı benim yani.

Ufacık böcekten korkarken, büyük cüsseli hayvanlar karşısında gösterdiğim cesaret inanılmaz.

Develerle akşam gün batımını göreceğimiz yere geliyoruz. Develerden iniyoruz. (Bu inişin tekrar binişi olacak.)

 

Yeri gelmişken, Sahra çölünde yaşayan yaklaşık iki milyon kişiden oluşan, çoğunluğu Müslüman olan yerli grup: Tuaregler. Develerin bakıcısı olan, bize de mihmandarlık eden onlar. Geleneksel çivit mavisi elbiseleri çok da yakışıyor.

Çölden manzaralar

Güneşi batırıp otelimize dönüyoruz.

5. Gün 19 Eylül 2018 Çarşamba

Kaldığımız Belere Hotel çok güzel. Biraz fotoğraf çekiyoruz.

Otelin hemen karşısında Macro Fossiles Kasbah’a geçiyoruz. Burası işlenmiş mineralleri sergileyen bir atölye ve galeri. Kayaya gömülmüş ve sergilemek için cilalanmış fosiller bulunuyor.

Bu alanın bir zamanlar deniz yatağı olduğuna dair kanıtlar var.

Otobüsümüze binip yola koyuluyoruz. ilk durağımız 145 km sonraki Tingrir. Atlas Dağları’nın eteğinden, palmiye ormanları ile süslü yollardan geçiyoruz.

Tingrir

Tingrir’e 15 km mesafede Todra Boğazı’na geliyoruz. 300 metre derinliğindeki boğazda (en dar yerinde genişliği 10 metre) kireçtaşı oluşumları bulunuyor.

İnsan manzaraları

Ouarzazate’ye doğru yola çıkıyoruz. 170 km yolumuz var. Yolda fotoğraf molası veriyoruz.

Akşam otelimize geliyoruz. Le Riad otel.

Yemek sonrası gece yürüyüşe çıkıyoruz. Arkadaşlar tajin kabı alıyorlar. Hatta dönünce tajin yapıp bizi davet ettiler.

6. Gün 20 Eylül 2018 Perşembe

Sabah kahvaltı sonrası önce buraya 7 km mesafede Atlas Film Stüdyoları’na gidiyoruz.

Atlas Film Stüdyoları

Dünyanın en büyük film stüdyosudur. Burada çekilen bazı filmler: Gladyatör, Taht Oyunları, Mumya, Game of Thrones.

Cla Stüdyoları

Aid Ben Haddou

Marakeş’e 180 km mesafede, eski kervan yolu üzerinde kilden yapılmış  binaların olduğu bir köydür.

Mumya, Gladyatör, İskender, Babil, Game of Thrones, Arabistanlı Lawrence  gibi filmlerin çekildiği mekandır.

1987 yılında Unesco Dünya Mirası listesine alınmıştır.

Col du tichko 

Yüksek Atlas dağlarında bulunan, deniz seviyesinden 2260m yükseklikte yüksek bir dağ geçidi. Sanki Everest’e çıktık 🙂

Son durak Marakeş’e doğru yola devam ediyoruz.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir