Marakeş

6. Gün 20 Eylül 2018 Perşembe (Devam)

Kırmızı şehir Marakeş. Fas’ın en güzel, en mistik şehri.

Marakeş; Berberi dilinde “Tanrı’nın Ülkesi” anlamına gelmektedir. Aynı zamanda Fas’ın tarihindeki ilk başkenti olma özelliği bulunmaktadır.

Tüm Fas şehirleri gibi Marakeş de iki bölümden oluşur.

Ortaçağ’da Sultan Yusuf Bin Taşfin tarafından kurulan antik duvarlı Medina ve 20. yüzyıl başlarında Fransızlar tarafından inşa edilen kolonyal Ville Nouvelle.

Antik sarayları ve köşkleri, labirent gibi pazarları ve geleneksel derinliği olan yaşam biçimiyle Medina,

Kaldırım kafeleri, şık dükkanları, bahçeleri ve bulvarlarıyla Ville Nouvelle.

Gezmeye şehrin kuzeyinden başlıyoruz.

Majorella Bahçeleri (Jardin Majorella)

12 dönüm arazi üzerinde, 1920-1930’larda Fransız ressam Jacques Majorella tarafından yaratılmış ve daha sonra Yves Saint Laurent’in mülkiyetine geçmiş bir botanik bahçesidir. Yeşil bambu koruları, cüce palmiyeler, kaktüsler ve havuzdaki nilüferleri ile eşsiz bir bahçedir.

Kobalt mavisi rengindeki köşk, -Fransız işçilerin iş önlüğünün rengiymiş- yeşillikler içinde göz alıcı görünüyor.

Şimdi de şehrin güneyine uzanıyoruz.

Bahia Sarayı

Bahia “parlaklık” anlamına gelmektedir. 19. Yüzyılda Sultan Hasan’ın sadrazamı Musa için inşa edilmiştir. Daha sonra yine sadrazam olan oğlu Ahmet tarafından genişletilmiş. 4 eşi ve cariyeleri ile burada yaşamış. Ölünce de saray çalışanları tarafından yağmalanmış ve ailesi açlığa mahkum edilmiş.

Endülüs mimarisi ile yapılmış Bahia Sarayı’nın en güzel süslemeleri; boyalı ahşap tavanlar, duvarlardaki zellij seramikler ve zemindeki carrara mermerleridir.

Bahia Sarayı’nda halka açık 4 bölüm bulunuyor.

(Riad; iç bahçe veya avluya sahip geleneksel Fas ev veya saray türüdür.)

Büyük Riad:

En eski kısım. Zarif zellij şömineler ve boyalı ahşap tavanlarla süslüdür.

Büyük Avlu:

Başlangıçta ahır ve bahçe iken daha sonra cariyelerin yerleştiği harem olarak kullanılmıştır. Mermer ve zelliş seramiklerle döşelidir.

Küçük Riad:

Küçük Avlu:

Küçük avlu daha sadedir. Merkezi bir çeşme ile süslenmiş avlunun zemini mermer ve zellij seramiklerle döşenmiştir. Yine göz alıcı boyalı ahşap tavanlar ve Arap kapıları bulunmaktadır.

Saraydan çıkıp çarşının içine doğru yürüyoruz.

Ve nihayet meşhur meydana geliyoruz.

Jemaa el Fna

Ülkedeki, hikaye anlatıcılarının ve müzisyenlerin kent halkını eğlendirmek için toplandığı meydanların en büyüğü, en kalabalığı, en çok ilgi göreni.

“Ölülerin toplandığı yer” anlamındaki adının 19. yüzyıla kadar Jemaa’nın bir idam yeri olmasından kaynaklandığı düşünülüyor.

Unesco Milli Miraslar listesinde yer alıyor.

Flütleri ile yılan oynatıcıları, şifacılar, su dağıtıcıları ve en ilginci büyücüleri ile benzersiz bir meydan. Akrobatlar, eğitilmiş maymunlar bu meydanın doğal sakinlerinden.

Birçok yiyecek, içecek tezgahı var. Burada her çeşit meyve suyu bulmak mümkün.

Akşam hava kararmaya yüz tuttuğunda oyuncular ve seyirciler toplanmaya başlıyor.

Adresse Cafe’nin üst katına oturup meydanı buradan seyrediyoruz.

Akşam Hotel Atlas Asni’ye yerleşiyoruz.

Yemeğin ardından listemizde yer alan ve otelimize yürüme mesafesinde olan Buddha Bar’a gidiyoruz.

7. Gün 21 Eylül 2018 Cuma

Bugün turun Essaouira gezisi var. Ama Marakeş’te keşfedilecek o kadar çok yer var ki. Bizim eski dostlarımızdan oluşan 6 kişilik grubumuz şehirde kalıp gezmeyi planlıyoruz.

Bab Agnau (Agnau Kapısı)

Muvahhid Kralı tarafından 12. yüzyılda yapılmıştır. Marakeş Medinası’nın güneyindeki kraliyet kalesine (kasbah) girişi sağlar. Muvahhid Sultan Yakup el Mansur tarafından inşa edilen kale içinde; El Mansur Cami (Kasbah Cami, Yezid Cami), El Badi Sarayı ve Saadian Mezarlığı bulunur. Bugünkü gezimizde buraları göreceğiz.

Bab Agnaou, 18. yüzyılın sonlarına doğru yenilenmiştir.

Kraliyet girişi olarak kapının işlevi öncelikle dekoratiftir. Çiçek motifleri ve Arapça kaligrafik yazılar ile süslenmiştir.

Buradan çarşı kısmına geçip argan yağlarımızı da alıyoruz.

Kasbah Cami (Mansur ve Yezid Cami)

Esasen Muvahhidler Dönemi’nde Sultan Yakup el Mansur tarafından yapılan ama 16. yüzyılda tekrar inşa edilen bu caminin yeşil çinilerle süslü minaresi göz alıcıdır.

Saadian Mezarlığı

Ünlü Saadi hükümdarı olan Ahmet el Mansur da dahil 16-17. yüzyıl Saadi Hanedanı’na mensup aile üyelerinin mezarlarının olduğu Kraliyet Mezarlığı’dır. Saadiler’den sonra gelen Alaoui Hanedanı Molla İsmail kendinden önceki hanedanların yaptırdığı birçok yeri yakıp yıkarken burayı yıkarsa lanetleneceğinden korktuğu için ellememiştir.

(Mola İsmail hakkında kısa not: Dönemi, Fas Sultanlığı’nın yükseliş dönemini başlatır. Osmanlı İmparatorluğu’na ve onun Cezayir’deki temsilcilerine, kuzey liman şehirlerini işgal etmiş olan Hristiyanlar’a kaşı güçlü bir direniş göstermiş. Molla İsmail tarihte en fazla çocuğu olan (867) baba ünvanı ile Guinness Rekorlar Kitabı’na girmiştir. UNESCO listesindeki bugünkü Meknes her şeyini ona borçludur.)

Kasbah Cami’nin güney tarafında, şehrin Kraliyet Kasbah (kale) bölgesinde  yer alan bu mezarlık, 1917’de Fransızlar’ın bir hava keşfi sırasında bulunana kadar yarı harabe vaziyette kalmış.

Mezarlar, dekorasyonlarının güzelliği nedeniyle ziyaretçileri cezbediyorlar.

Bina üç odadan oluşmaktadır. En meşhurları on iki sütunlu oda. Bu odada padişahın oğlu olan Ahmed el Mansur’un mezarı bulunmakta.

Diğer odada ailenin diğer üyeleri ve binanın dışında bahçede asker ve hizmetkarların mezarları bulunmakta.

El Badi Sarayı

İsminin anlamı “mukayese edilemez” demek. Çoğu yıkılmış olmasına ve sadece kırmızı duvarları ayakta kalmış olmasına rağmen Sultan Ahmed el Mansur’un 16. yüzyıldan kalma sarayı ismine uygun şekilde heybetli görünüyor.

Sultan Molla İsmail, saraydaki malzemeleri Meknes kentindeki saraylarında kullanmak için yağmalamış.

Ana avlu, kompleksin tören alanıydı ve büyükelçilerin, saygın misafirlerin resepsiyonları için inşa edilmişti. Avlunun uzunluğu 135 metre, genişliği 110 metredir.

Her iki tarafında ikişer tane olmak üzere 4 adet gömme bahçe vardır. Burada portakal, zeytin  ağaçları ve palmiyeler bulunuyor.

(Notlarımı 2020’de toparladığım için öğrendim ki 2019’da Christian Dior’un bir defilesi bu avluda yapılmış.)

Palais El Badii Marakeş - Defilé Christian Dior-cruise 2019 Marakeş

(alksar.com sitesinden alıntı)

Bu fotoğraf da sanal ortamda yapılan ve sarayın eski halini gösteren bir resim.

sanal oyunlar © Antonio Almagro LAAC, Estudios Árabes, CSIC. Granada

(alksar.com sitesinden alıntı)

Avlunun dört bir yanında dört adet köşk var: Yeşil Köşk, Kristal Köşk, Khaysuran (eskiden Harem) Köşkü ve 50 Sütunlu Köşk (Misafir Köşkü, Koubba al Khamsiniya).

Alt katta, Koubba al Khamsiniya’nın güney doğusundaki konuk evleri

İlave ücret ödeyerek avlunun güneybatısındaki bir köşkte sergilenen meşhur minber görülebilir. 1137’de Kordoba’da yaptırılmış Endülüs sanatına ait bir örnek. Yapımı 8 sene sürmüş.

Buradan 1,3 km mesafedeki Kutubiye Camisi’ne gidiyoruz.

Kutubiye Cami (Kitapçılar Cami)

Marakeş’teki en büyük ve en meşhur camidir. İsmini çevresinde bulunan çok sayıdaki kitapçı dükkanından almıştır.

Jemaa el-Fnaa Meydanı’nın batısında palmiye ağaçları arasında, şehrin neredeyse her yanından görülen 70 metre yüksekliğindeki minaresi ile Marakeş’in simge yapılarından biridir.

İlk olarak Muvahhid (Berberi ) Sultanı Abdül Mümin tarafından 1147’de inşa edilmiş. Mekke ile doğru hizalanması için aynı sultan tarafından 1158’de tekrar yapılmış. 1195’de de Yakup el Mansur tarafından minaresi tamamlanmış.

Muvahhidler tarafından yapılan üç büyük kulenin en eskisidir. Diğerleri; Rabat’taki Hasan Kulesi ve Sevilla’daki Giralda Kulesi.

Tepeye yakın çini döşeli bant ve en üstte üç büyük bakır top ile göz alıcı bir minare. Dünden beri buradan her geçişte bakıyor ve yakından görme imkanı kolluyorduk. Tam da cuma saatine denk geldik. Ellerimizde fotoğraf makinaları ile biz bayanları önce almak istemediler. Direndik. Ancak sonradan hak vererek ve cuma saatini de göze alarak çıkmayı uygun gördük. Erkekleri bekledik.

Bu arada Cami’nin İmamı ile tanışma fırsatımız oldu. Çok hoş bir beyefendi idi. Bizimle fotoğraf çektirmeyi kabul etti.

Çevrede bir restoranda öğle yemeğimizi yiyor ve 1,4 km mesafede Le Jardin Secret’a yol alıyoruz.

Le Jardin Secret (Gizli Bahçe)

Gerçekten gizli bir bahçe. Ortaçağ coğrafyasındaki yıpranmış yapılar arasından birden modern bir cennet bahçesine giriyoruz. Bilmesek geçer gideriz. Gizli bahçeye adım atmaya 1 kala 🙂

16. yüzyılda Saadiler tarafından kurulmuş. Daha sonraki dönemlerde atıl hale gelmiş. Ancak bina kompleksini restore etme ve halka açma fikri oluşunca 2008-2016 yıllarında restorasyon gerçekleşmiş.

Zellij çiniler, sedir ağacı oymaları ve usta dekoratörler tarafından yapılan geometrik tasarımlar, yerel ustaların olağanüstü becerilerini sergiliyor.

Terapi gibi geldi.

Marakeş Müzesi (Dar Mnebhi Sarayı)

Nispeten yeni tarihli -19. yüzyıl- saray Fas Savunma Bakanı Mnebhi tarafından yaptırılmış. 1990’larda restore edilerek müzeye dönüştürülmüş. Resim, heykel, el yazmaları, seramik sergilerine ev sahipliği yapıyor. Ama asıl görülesi olan binanın kendisi.

İç avluda mermer zemin, sütunlarda zellij çiniler ve havuza doğru sarkan pirinç avize.

Hamam bölümünde resim sergisinden örnekler.

Murabıt Kubbesi (Baddiyin Kubbesi)

Ali bin Yusuf Cami’nin karşısında yer alan bu küçük ve 2 katlı yapı 12. yüzyılda inşa edilmiş. Murabıt Hanedanı’ndan kalan tek eserdir. Bu binada kullanılan bazı motifler Bin Yusuf Medresesi’nde de kullanılmıştır ve bu medresenin abdesthanesi olarak kullanıldığı düşünülmektedir.

Bin Yusuf Medresesi

14. Yüzyılda yapılan bu yapı 16. yüzyılda Sadiler tarafından Endülüs tarzında yeniden inşa edilmiştir. Fas’taki en büyük medresedir. Zamanında 900 öğrencisi bulunuyordu.

Gittiğimizde maalesef restorasyondaydı. Ama cami kısmına girebilen beylerimiz sadece buranın fotoğrafını çekebildiler.

Eee buraya kadar gelmişken buranın en ünlü oteline de bir göz atmak istedik.

La Mamounia Hotel

12. yüzyıldan kalma, eskiden kraliyete ait olan konut, lüks bir otele çevrilmiş.

İç mekanı Art Deco tarzında döşenmiştir.

Winston Churchill 1943 yılında Roosevelt’e “dünyanın en güzel yeri” olarak tanımladığı bahçeleri otelin terasından göstermiştir.

Şehirden insan manzaraları

Bir gezimizin daha sonuna geldik.

Nice güzel seyahatlerde görüşmek üzere.

0

2 thoughts on “Marakeş

  1. Halil yurekli says:

    Marakes icin bir kez daha Fas.
    En buyuk hatiralatdan biri de marekes’de 25 bin adim unutmadik.
    Majorel bahcesi , carsisi, aksamlar, yilan oynatanlar vee cok degisik bir dunya.

Halil yurekli için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir